“Kurumsal Körlük: Başarıya Alışmanın Görünmeyen Bedeli”

 

Başarılıyız. Ama ne pahasına?

 

Birçok şirket, belirli bir başarıya ulaştığında “doğru yoldayız” yanılgısına kapılır. Bu durum zamanla bir tür kurumsal körlüğe dönüşebilir.


Nedir bu körlük?

 

Aynı stratejileri uygulayıp farklı sonuçlar beklemek,
Müşteri değil süreç odaklı düşünmek,
İnovasyonu yalnızca teknolojiye indirgeyip insan odağını kaybetmek...

 

Kurumlar için tehlike, başarısızlıkta değil; başarıya aşırı alışmakta gizlidir.

 

Kurumsal körlüğün belirtileri nelerdir?

“Zaten böyle yapıyoruz” kalıbının hâkimiyeti

Yeni fikirlere karşı duvar örülmesi

Sürekli tekrar eden eğitim ve toplantılar

Müşteri geri bildirimlerinin raporlandığı ama dikkate alınmadığı bir kültür

Ekip içinde “sessiz çoğunluk” hâli: Kimse risk almaz, kimse soru sormaz

 

Bu semptomlar gözle görülmese de, uzun vadede kurum kültürünü kemirir.

 

Körlüğü aşmanın yolu: Kurum içi farkındalık ve dış ses

1. Dışarıdan bakan gözlere ihtiyaç var.

Danışmanlar, eğitmenler ya da müşteriler… Onlar sizin içindekiler gibi bakmaz. Ve tam da bu nedenle değerlidir.

2. Kurum içi “öğrenen zihin” iklimi yaratılmalı.

Eğitimler yalnızca bilgi aktarmak değil; “düşünme biçimi” kazandırmak için tasarlanmalı.

3. Soru soran kültür teşvik edilmeli.

 

“Bu süreci neden böyle yapıyoruz?” sorusu cezalandırılmamalı, ödüllendirilmelidir.

 

Sonuç: Değişim ihtiyacı krizle gelmeden fark edilmeli

Bir şirketin geleceği, bugün aldığı ufak ama cesur kararlarla belirlenir.
Başarı geçmişte kaldıysa, onu tekrarlamak kurumlara sadece güvenli batıklık getirir.

 

Unutma:

“Bir gün değişmeyeceğini düşünen herkes, bir gün değişim tarafından yutulur.”